Kovit-19 salgını sırasında birçok insanın şu veya bu şekilde işlerini kaybetmeleri nedeniyle toplumun bilinen ve kıymetli bir destekçisi olma durumu inanılmaz değerli hale geldi. Bazı önemli olayların ve artan farklılaşmalara ve işyerinde katılımcılığa götüren şey bilinç düzeyindeki yükselme olmuştur.
Y ve Z Kuşaklarının markaların sosyal sorumluluk (CSR) projelerine verdikleri önemi daha önce bahsetmiştik. Göstergeler bunun ilerde daha da artacağına işaret ederken markaların buna nasıl reaksiyon verecekleri, ne şekilde yardımcı olacakları ve bundan hangi tarzda faydalanacakları konusunu gündeme getiriyor.
Çalışanın konuya müdahil olması kurum içerisinde sadece sadakatin nüfuz etmesine katkıda bulunmasına yardım etmekle kalmıyor aynı zamanda onun güçlendirilmesine de sebep olan çok önemli bir faktör oluyor. Bazı şirketler çalışanlarının mahalli kar gütmeyen kurumlara gönüllülük esasında yardımcı olarak vatandaşlık görevlerini göstermelerini teşvik ederlerken bir taraftan da onların kendileriyle gurur duydukları birer elçi olmalarını sağlıyorlar. Hatta bu konuda bazı şirketler daha da ileri giderek çalışanlarına bu işi yapabilmeleri için işten erken çıkmalarını bile müsaade ediyorlar.
Pek tabii burada yapacağınız işin kendi çalıştığınız alanla ilgili olması da işleri daha kolay ve netice alıcı hale getiriyor. Düşünsenize, geri dönüşüm konusuna eğilen kar amacı gütmeyen bir hayır kurumu olsun ve sizde faraza, bir meşrubat firmasında çalışıyorsunuz. Onlara bu kutu veya şişelerin sanayiye geri kazandırılmasını tavsiye edebilir bu konuda onlara katkıda bulunabilirsiniz. Örneğimizi bir manav veya yiyecek temin eden bir firmaya götürür ve orada çalıştığınızı söylersek, onlara bu defa bir yiyecek bankası ya da bölgenizde toplum aş evi kurmayı önerebilir bu konuda destek sağlayabilirsiniz.
Kar amacı gütmeyen kurumlara çalışanın gönüllük esasındaki desteği çalışanların katkısıyla yakinen ilgilidir. Yardım kurumlarına yukarıda ifade edilen destekler veren çalışanların büyük ekseriyeti aynı zamanda bağışlarda yapmaktadırlar. İşverenlerinin kendilerini desteklediğini bilmesi onların güven ve sadakatlerini sağlamlaştıracak daha fazla harç atmalarını beraberinde getirecektir. Bu eşleştirme birkaç sentten her bir dolara kadar olabilir.
Double the Donation Kurumu, Fortuna 500 firmalarının %40’ından fazlasının gönüllü bağış programlarını 2 milyar Amerikan dolarına kadar genişlettiklerini ve bu paranın çoğunun çalışan eşleştirme bağış programlarından geldiğini açıkladı.
Birçok firmanın çalışan bağışları eşleştirmesi veya gönüllü bağış teklifi genel olarak firmanın net karına dayanıyor. Bu sadece gönüllü bağış eşleştirmelerinin fonlamasına hizmet etme ile kalmıyor ayrıca çalışanlar arasında gayretlerinin başarıya ulaşmasının ne kadar önemli olduğu konusunda büyük bir farkındalık yaratıyor.
Şunu unutmayalım ki firma ya da marka işe başlarken öncelikleri ve rehber olacak hususları belirlemek üzere hem tanınan çalışanlarından hem de farklı bölümlerden temsilcilerin bir araya geldiği bir komite oluşturuyor. Buradaki asıl önemli şey hem marka hem de kar amacı gütmeyen bir veya daha fazla kurumun üzerinde mutabakat sağlayacakları niş bir çalışma olacaktır.