Bizler, bu ölçüm konusunda, İletişim Ölçüm ve Değerlendirme Derneği (AMEC) izniyle özellikle de kazanılan medyanın etkinliğini ispat etmek ve gelecekte oluşturulacak kampanyalar için planlamalarda, halkla ilişkilerin ölçüm ihtiyacını desteklemekte ve savunmaktayız. Bu çalışmalarımız ilgili teknik incelemelerde, birçok yazılı yayınlarda ve müşterilerimizin paylaştığı his, duygu ve algılarında görülmektedir. Biz gerçekten ölçümlerle nefes alıyor ve onlarla yaşıyoruz.
LinkedIn geçen ay “hikâye” özelliğini başlattığında birçok eleştiriler aldı. Ancak halkla ilişkiler uzmanları bu girişimi değersiz görmek ve bir kenara koymak için bu kadarda hızlı hareket etmemeli. Pek tabi, 706 milyondan fazla küresel kullanıcısıyla LinkedIn, B2B uzmanları için sosyal bir platform olup meslektaşlarıyla, sınıf arkadaşlarıyla ve endüstrideki uzmanlar ile net-work oluşturmada en iyi yol ve
Bazen organize olma ihtiyacını hissedersiniz. İnsanları müşterek bir gaye altında birlikte çalıştırmayı istersiniz. İş yerlerimizin kurumlarımızın ve menfaat gruplarımızın var olma nedeni de bu işte. Ama gelin görün ki günümüz algoritma çağında kurumlar seslerini duyurmada mesajlarını farklılaştırıp dikkat çekmede başarılı olamıyorlar. İnsanları organize etmekte yeterli değil, onları kurumunuzun dışında da organize etmeniz gerekiyor. İşinizi kendiniz
Her seferinde bir hedefe odaklanın, “derin çalışma” geliştirin ve duygudaş dinlemeye öncelik veririn. Bazı insanların neden diğerlerinden daha üretken olduğunu hiç merak ettiniz mi? Mesele, ana sebep alışkanlıklarınızda. Dikkat edildiğinde insanların yarıya yakını benzer durumlarda aynı davranışları ya da alışkın oldukları tepkiyi veriyorlar ve bu bazen lehinize olduğu gibi bazen de aleyhinize sonuçlar doğurabiliyor. Aşağıda
Halkla ilişkiler, çok yönlü, çekici ama esas itibariyle stresli hatta bu konuda dünyada ilk 10 işten biri kabul ediliyor. Buda çoğunlukla yeni müşteriler kazanma uğruna verilmemesi gereken sözlerin yerine getirilemeyerek karşımıza çıkıyor. Bu bakımdan hareket tarzımızı aşağıdaki gibi ayarlarsak olduğunca stresten kurtulabiliriz. Geri bildiriminizde samimi olun Müşterinizin bazen kazanacağından emin olduğu bir hikâyesi olabilir,
Mevsim itibariyle şu an kapalı, sisli havaların hâkim olduğu bir bakıma kasvetli bir zaman diliminin içinde yaşıyoruz. Ancak bu manzara pazarlama çabalarımızı etkilememeli. Yeni kutlanılan cadılar bayramı, kutlamanın içeriği bakımından basın bülteninizde okuyucuyu korkutup korkutmadığınızı test edip bültenlerin sevimli çekici görünmesi ve onları iletişimden uzaklaştırmayan bir formata dönüştürmek için ne gibi ayarlamalar yapmanız hususunda bir
Gerçek zamanlı pazarlama (Real-time marketing) olarak adlandırılan olgu aslında yeni bir kavram değil. Bu kavramın günümüzde çok daha popüler hale gelmesinin ve markaların pazarlama aksiyonlarına direkt olarak dahil olmasının nedeni ise çok açık. Sosyal Medya. Sosyal medyanın ortaya çıkışı ile birlikte markalar hedef kitleleri ile doğrudan temasa geçebiliyor ve hedef kitleleri ile anlık olarak konuşabilme
Sosyal medyayı halkla ilişkiler stratejinizin bir parçası haline getirmenin pek çok yolu var. Basın bülteni gibi klasikleşmiş halka ilişkiler araçlarını bir kenara bırakıp sosyal medya alanında bir gezintiye çıktığınızda, bu alandaki halkla ilişkiler fırsatlarını farketmemek imkansız. Marka ile ilgili en pozitif içeriğin en çok sıklıkta yayımlanmasının amaçlandığı PR çalışmaları, aşağıdaki fırsatlar değerlendirildiğinde daha büyük başarılar
İçerik yerelleştirme, genel tanımı ile kaynak bir dilde üretilen içeriklerin hedef başka bir dile, o dili konuşanların sahip olduğu dilsel ve kültürel özellikler dikkate alınarak uyarlanmasıdır diyebiliriz. İçerik yerelleştirme birebir çeviri ile bu noktada çok net olarak ayrılmaktadır. Birebir çeviride kaynak dilde üretilen içerik, hedef dile hiçbir uyarlama olmadan birebir tercüme edilmektedir. İçerik yerelleştirme yapılırken
Dijital PR, marka, kurum veya kişilerin sosyal medya platformları ve web siteleri aracılığıyla hedef kitlelerine ulaşabilmeleri ile gerçekleştirilir. Dijital dünyanın hayatımızın bir parçası olması sonucunda gelişen bu kavram, sanal halkla ilişkiler çalışmalarını ifade etmek için kullanılır. Hem müşterilerinin hem de potansiyel alıcılarının yalnızca birkaç tık uzağında bulunan markalar, artık Dijital PR’a yönelik stratejiler geliştirmek zorundadır.