Herhangi bir kuruluşun halkla ilişkiler ve pazarlama fonksiyonları arasında yaratıcı bir tansiyon ve hatta bir rekabet söz konusu olabilir. Bu bazen her iki ekibinde hak ettiği payı, özellikle bütçelerin kısıtlı olduğu, başarının zor elde edildiği dönemlerde, almak için girişecekleri mücadeleden kaynaklanabilir. Birimler arasındaki çatışma aslında daha derindir ancak görev ve sorumlulukları değişiklik arz eder.  Kurumsal yapılarda halkla ilişkiler ve pazarlama çok farklı algılanır. Halkla ilişkiler itibar ve

Bir marka doğru içerik pazarlama stratejisi seçtiğinde müşterilerinin ve ziyaretçilerinin içeriklerle ilgilenme, etkileşime girme ihtimali artıyor.  Pazarlama ekipleri içerik pazarlaması, reklam ve değişik yöntemleri veya unsurları olan satışı artıran kolaylıklara bütçelerinin yaklaşık üçte birini harcıyorlar. Bu bakımdan hedef kitlelerine yönelik yaptıkları bu çalışmaların doğru olduğundan emin olmak istiyorlar.   Halen elde bulunan içerik yaratma stratejisi gelecek ay ve yıllarda da önemini koruyacak olan video içerik, daha da belirgin

Artık ticari markalaşmada yeni kurallar netleşmeye başladı, dolayısıyla büyük başarılı markaların art niyetli yönlendirilmiş tepkilere karşı markalarını korumak için çevrimiçinde hazırlıklı olmaları icap ediyor.   Ticari markalaşmada son birkaç yıldır yaşanan birincil değişim, kötü niyetli medyayı çok iyi manipüle ederek markalara saldıran sosyal medya taciz güruhlarının gösterdiği başarılarıdır. İkincil değişim ise bu saldırılar karşısında irili ufaklı birçok markanın önemsiz eleştirilerde bile yılgınlık gösterip geri çekilmesidir.   Elbette hiçbir

u  Halkla ilişkiler uzmanlarının yaptıkları işin en önemli parçalarından biri gazetecilerle ilişki kurmak ve onu geliştirmektir. Ama bu ilişkinin başladığı gibi çabuk ta sonlanabilmesinin sebebinin ne olduğu bugüne kadar her zaman açıklığa kavuşmamıştır.  Bir medya araştırma şirketinin 2021 başlarında yaptığı çalışmada; “sizi bir halkla ilişkiler uzmanını kara listeye almaya iten, ya da bir başka deyişle, engellediğiniz kişiler listesine koymaya sevk eden sebepler nelerdir”  diye

İçerik pazarlama, bugünün dünyasında, elde edilmesi ve ulaşılması büyük bir çaba gerektiren sayıları da git gide artan pazarlamacılar için günümüzün bir hedefi,  gizemli kutsal çanağı haline geliyor.   İyi yönetilen ve çalışan bir içerik pazarlama kampanyası bir taraftan firmaların hedeflerini yakalamasını sağlıyor diğer taraftan da hem mevcut müşterileri muhafaza, hem de eskileri tekrar canlandırma ve son olarak ta yeni müşterileri çekmek için çok önemli bir vasıta haline geliyor.    Yaptığınızın yatırımın, harcadığınız mesainin geri dönüşünü ifade eden ROI (Yatırımın Geri Dönüşü), buna dâhil

Tersliklerin olduğu bir zamanda kariyeriniz veya işinizle ilgili yeni şeyler keşfetmeniz alışılmadık bir durum değil artık. Pandeminin başlangıcından bu yana mevcut becerilerinizle yapılan birçok iş geliştirme teknikleri ortaya çıktı. Zira müşterilerin ekibindekilerin bir gazeteci veya muhabiri bulma, bir yayın organıyla temas etme incelikleri ya da sanatı ile ilgili bilgi sahibi olmaları ve haber değeri yüksek içerikleri bulmaları konusunda koçluk talepleri oluyor. İhtiyaçlar beraberinde çözümler getiriyor

Günümüzün pazarlama ortamında, kişiselleştirme neredeyse her şey anlamına geliyor.  Şayet şirketler kişiselleştirilmiş deneyimlerini sergilerler, bu tür bir pazarlama stratejisi uygularlarsa tüketicilerin %80 gibi büyük bir bölümünden olumlu tepki alırlar. Tüketicilerin bu tür davranan firmaların ürünlerine karşı satın alma olasılıklarının arttığını Amerika’da bir pazarlama şirketinin yaptığı araştırma sonucunda elde edildiği görülüyor.  Aslında bu bulgular kişiselleştirmenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Elbette, bu kapsamda yaratmak zorunda olduğunuz

Tek yönlü iletişim hızlı bir şekilde ortadan kalkma yolunda, zira kitle iletişimi ve reklam hedef kitleye ulaşmak için en iyi yol olarak artık görülmüyor. Dijital iletişim araçları bugünün uzaktan çalışma modelinin süper kahramanları oluyorlar. Artık Zoomsuz gerek Microsoft ekipleri gerekse diğer dijital sistemler firma çalışanları, işverenler, müşteriler, ajanslar arasındaki işbirliğini tesis etmesi düşünülemiyor. Şayet zamana duyarlı üretim meseleleriyle