Spor karşılaşmaları milyonlarca insanı bir araya veya karşı karşıya getiren en önemli olayların başında geliyor. Bir müsabakada gerçekleşen bir anlık olay tüm dünyada halkları sevindirebiliyor ya da üzebiliyor. 1970 Dünya Kupası elemelerinde karşılaşan Güney Amerika kıtası ülkelerinden iki komşu El Salvador ve Honduras arasındaki play-off maçı sonrası çıkan ve yaklaşık 4 gün süren savaş “Futbol Savaşı” olarak tarihe geçmişti. 2.100 insanın öldüğü ve 10 binden fazla yaralının olduğu bu savaş ABD’nin araya girmesi ile son bulmuştu.
Dünyanın en etkili siyasi liderleri arasında yer alan A.B.D Başkanı Obama, Almanya Şansölyesi Merkel ve İngiltere Başbakanı Cameron’un ABD’nin Washington kentinde G-8 zirvesi için bir araya geldiği 2012 yılında Şampiyonlar ligi finalini beraber izlemeleri dünya kamuoyu tarafından ilgiyle karşılanmıştı.
Geçtiğiimiz ay sona eren 2014 Dünya Kupası’nda da özellikle futbolun ne denli önemli olduğunu, ev sahibi Brezilya’nın yarı final karşılaşmasında 7 – 1’lik yenilgi sonrası yaşadığı tramvaya hep beraber tanık olduk.
Futbol dışında diğer amatör sporlara da milyonlarca dolar yatırım yapılıyor, hem sporcular hem de yöneticiler popüler insanlar olarak lanse ediliyor. Spor; kitleleri peşinde sürükleyen, başarılı sporculara devlet desteği sağlanan, sponsorların birbirleri ile yarıştığı büyük bir ekonomi haline geldi. Batılı ülkelerde sadece futbol değil tüm branşlarda yönetim profesyonel idareciler tarafından yönetiliyor.
Türkiye’de ise ekonomik anlamda sağlanan destek birçok batılı ülkeden daha fazla… Buna rağmen başarı anlamında birçok ülkenin gerisinde kalıyoruz.
Kulüplerimizin iş adamları tarafından yönetildiği bu dönemde Yönetim Kurulları’nda hiçbir sporcunun bulunmaması aslında her şeyi açıklıyor. Başarısızlıkları karşı camialara, hakemlere, antrenörlere ve federasyonlara bağlayan yöneticilerimiz ise o makamda yıllarca kalabiliyor.
Başarı için değişim gerekiyor
Artık sporun eğlenceden çok ticari bir yönü olduğunu düşünürsek sizce de her birimin konusunda uzman ekipler tarafından yönetilmesi gerekmiyor mu? Henüz 20’li yaşlarda milyon dolarlık anlaşmalara imza atan ve kamuoyunun gözü önünde olan sporcuların psikolojik destek ve iletişim desteği alması önem kazanıyor. Bir anda kamuoyunun önüne atılan bu tecrübesiz kişilerin medya önünde ne yapacağı neler söyleyeceği kendisi kadar temsil ettiği kulüpleri de etkiliyor. İşte bu yüzden her kulübün mutlaka yöneticileri ve sporcuları için iletişim danışmanlığı hizmeti alması gerekiyor. Belki o zaman biz de bahaneler üretmeyip sadece başarıya odaklanan, örnek yöneticiler ve her anlamda profesyonel sporcuları olan bir ülke olabiliriz.