Siyasi Kampanyalar

/ / Manifesto Akademi

Günümüzde siyasal seçim kampanyalarının doğası, 21. yüzyılın dinamikleri gereği farklılaşmış durumdadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri de yeni iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerdir. Yeni iletişim teknolojileriyle seçmene doğrudan ulaşabilme imkânının bulunması, seçim kampanyalarını da etkilemekte ve daha farklı stratejilerin uygulandığı bir süreci zorunlu kılmaktadır. Yakında yaşadığımız  yerel seçim sürecinde  iletişim ve iletişim araçları en zengin şekilde kullanıldı.Bu kavramı en iyi kullananlar seçimi kazandı. İletişim araçlarını sadece bilgi yayma amaçlı kullananlar “çok para harcadığı halde kazanamadı.” İletişimin insani boyutunu ihmal etmek kaybeden adaylara pahalıya mal oldu !

Siyasal iletişimde en önemli süreçlerden biri, özellikle seçim dönemlerinde oluşturulan siyasi kampanyalardır. Partilerin kurumsal yapıları gereği ortaya koyduğu vaatlerin yanında, adayların da kendi seçim çevrelerinin özelliklerine ve seçmen kitlelerinin taleplerine göre ortaya koyduğu vaatler bulunmaktadır. Bunlar birbirini tamamlayan unsurları oluşturmaktadır. Bu durum da kampanyanın en önemli noktasıdır. Çünkü kampanyalarda bütünlük ana strateji olmalıdır. Öte yandan seçim kampanyalarının farklılaşması için kampanya stratejilerinin en başından oluşturulması ve yaratıcı stratejilerin ortaya konulması gerekmektedir. Bu anlamda yeni iletişim teknolojileri, yeni ve insan odaklı mecralar sunmakta, böylece kampanya sürecini doğrudan etkilemektedir. Nüfusun her geçen gün daha fazla sayıda yeni iletişim teknolojilerini kullandığı gerçeğinden hareketle, parti adaylarının geçmişleri, vaatte bulundukları ifadeler, hangi partiden hangi adayın ne amaçla aday olduğu gibi bir sürü kampanya bilgisi, seçmeni kuşatmakta, istenildiği takdirde de bir “tık”la ulaşılabilmektedir. Öte yandan, yeni iletişim teknolojilerinin son yıllarda sunduğu, internet kullanıcıları tarafından sıklıkla kullanılan ve seçimlerde de aktif olarak rol alan yeni bir mecrayla karşılaşılmaktadır: Bloglar…

Bloglar sürekli güncellenmesi ve bilgi alışverişi için en ideal mecralardan biridir. İnsanlar bloglarda günlük düşüncelerini yazmakta, bu düşünceler üzerine tartışabilmekte ve yeni fikirler ortaya koyabilmektedir. İletişime bu kadar açık bir mecrayı, kuşkusuz siyasal iletişimle ilgili olan her teknoloji kullanıcısı değerlendirmek istemektedir. Öyle ki artık seçmen kitlesine doğrudan ulaşmanın en ucuz ve hızlı yolu bilgi iletişim teknolojilerinden ve dolayısıyla bu teknolojilerin sunduğu bloglardan da geçmektedir. Bunun en iyi örneği 2008 Amerika Başkanlık seçimlerinde görülmektedir. Bu seçimlerde milyonlarca seçmenin Obama ve McCain’in bloglarına girerek fikirlerini yazmaları ve bloglar üzerinden tartışmaları yüksek oranda gerçekleşmişti.

Bloglar günümüz modern insanına yeni iletişim olanağı vermekle birlikte iletişime ayrı bir boyut katmakta ve yeni stratejilerin belirlenmesi ve harekete geçirilmesi için özel bir mecra olma özelliği taşımaktadır. Bu anlamda günümüzde seçim kampanyalarında da boy göstermeye başlamışlardır. Yeni iletişim teknolojilerinin önem kazandığı seçim kampanyalarında artık hedef, “yüzen oy” (floating vote) elde edilmesi ve seçmenin kararsızlığının giderilmesi olarak görülmektedir. Yeni iletişim teknolojileri de buna imkân tanıyabilmekte, mesaj karmaşası içerisinde doğrudan hedef kitlesine mesaj ulaştırma fırsatı yaratabilmektedir.

Bu duruma en güzel örneği, 2008 Amerika başkanlık seçimlerini vermek mümkündür. Demokratların başkan adayı Barack Obama kendi web sitesinden adresini kullanarak blog açmış ve seçmenlere web günlüğünden de seslenme fırsatını aktif bir şekilde kullanmıştır. Öte yandan Cumhuriyetçilerin adayı John McCain ise kendi web sitesinden ayrı blog açarak tamamıyla bir seçim mecrası yaratmıştır. Dolayısıyla her iki aday da teknolojik imkânlardan sonuna kadar yararlanma fırsatını iyi kullanmaya çalışmışlardır. Diğer yandan seçmenler tarafından adaylarla ilgili milyonlarca kişisel bloglar açılarak web günlükleri adeta tanıtım mecralarına dönüştürülmüş, milyar dolarlarca reklâm hem ücretsiz, hem de seçmenin kendisine yaptırılmıştır.

Başkanlık seçimlerinde, seçmenler bloglarına günlük yazılar girerek destekledikleri adaylar hakkında tanıtım yapmanın yanında, bloglarından form formatında tartışma başlıkları da açmış böylece, bloglar amaçlarını aşarak seçimin dijital mecraları olmuştur. Özellikle Amerika gibi ülkelerde nüfusun 2/3’ünün internet kullandığı düşünülürse blogların da mecra olarak değerinin anlaşılması kolaylaşacaktır. Amerika Başkanlık Seçimleri’nin gerek yeni iletişim teknolojilerinin, gerek blogların kullanılması açısından başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelere örnek olacağı, seçim kampanyalarının takip edilmesiyle mümkün olmaktadir. Türkiye 2009 yerel seçimlerinde de partiler interneti, web sitelerini aktif kullanmaya başlamışlar ve kimi parti adayları kendi bloglarını yaratarak seçmenlerine dijital ortamdan ulaşmaya çalışmışlardır