New York’ta şube açacağız Peter Luger’ı sollayacağız

/ / Manifesto Blog

Döndün mü tekrar?

Pek öyle kolay olmadı. Bana “Gitme, burada çalış” diye çok ısrar ettiler.

Ee kalsaydın, niye geldin?

Cüneyt Abi’yi yarı yolda bırakamazdım. O benim babam gibi. Ama zaten ben geldim sonra onlar kendi şeflerini gönderdiler. Burayı gördü, burada da ders aldı. Farklı teknikler öğrendi.

Amerika defteri kapandı mı yani?

Yok kapanmadı kapanır mı? Önümüzde ki yıl biz de New York’ta şube açacağız. İnşallah başına da ben geçeceğim. Peter Luger’ın tahtına biz oturacağız.

Etten suşi ile Obama’nın ekibinin gözdesi oldu

25 yaşındaki Süleyman Dilek ABD Başkanı Obama’nın ekibinin Türkiye’yi ziyareti sırasında pişirdiği etlerle dikkatleri üzerine çekti Amerika’ya davet edilen Dilek, dünyaca ünlü ustalara ders verdi. ABD Başkanı Barack Obama’nın ekibinde bulunan Beyaz Saray yetkilileri, İstanbul’u ziyaret ettikleri sırada tanışırlar Süleyman Dilek’le. Önce onun pişirdiği etleri televizyonda izlerler, ardından da Dilek’i bulup etlerin lezzetini tadarlar. “Biz dünyanın hiçbir yerinde böyle et yemedik” diyerek Dilek’in marifetine hayranlıklarını belirtirler hatta belirtmekle kalmayıp, “Bizimle gel” derler. Sonra da ver elini Amerika…

 

Ustası Cüneyt Asan

Dünyanın en iyi et restoranında dünyanın en ünlü ustalarına et pişirme dersi vermek. Olabilir mi? Dilek’i dinleyince anlıyorsunuz ki oluyor. Süleyman Dilek, genç, yakışıklı ve yetenekli. Henüz 25 yaşında. 15 yaşında okullar tatil olunca harçlığını çıkarmak için Günaydın’da ustaların ustası Cüneyt Asan’ın yanına işe girer. Yine söylüyorum maksat yazı geçirmek biraz da para kazanmaktır. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz ve giriş o giriş… Üzerinden tam 10 yıl geçer.

Peki okul ne oldu?

Önce okul filan çıktı tabi aklımdan. Kaptırdım ben işe kendimi. Ama sonra Cüneyt Abi’nin de yardımıyla hepsini dışardan bitirdim. önce liseden dışardan mezun oldum, şimdi de açık öğretim üniversitesi son sınıftayım. O da bitecek inşallah.

Nasıl, Cüneyt Abi sana ders mi çalıştırdı?

Öyle değil tabii. Ama okumadan olmaz dedi. Beni oğlu gibi bildi. Yaşadıklarından edindiği tecrübeleri hep paylaştı benimle. Ben de bugünlere kadar geldim.

 

‘Böyle et hiç yemedik’

Peki sonra bu Amerika macerası nasıl başladı?

Barack Obama’nın Beyaz Saray yetkilileri İstanbul’a geldiklerinde benim konuk olduğum bir televizyon programını tesadüf eseri izliyorlar. Çok etkileniyorlar.

Neden, ne yapıyordun ki sen o programda?

Etten suşi yapıyordum. İlk kez görmüşler. Tabii ardından beni buldular.

Nasıl buldular seni?

Dükkana geldiler. Benimle tanışmak istediler. Yaptıklarımı yakından gördüler. Onlar için özel etler pişirdim, bayıldılar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle et yemedik dediler. Hayretle izlediler beni.

Sen de Amerika’ya mı gitmeye karar verdin onlarla?

Bana “Bizimle Amerika’ya gel. Amerika’ya yerleş seni bir numara yaparız” dediler. Ben kış ortası olduğu için gidemedim tabii. İşi gücü nasıl bırakır giderim.

Reddettin yani?

Etmek zorundaydım. Kışın bizim işler yoğun olur bırakıp gidemezdim. Ama onlar unutmadı beni. 1 Temmuz’da davetiyemi gönderdiler, “Hadi gel artık, bekliyoruz” dediler. Ben de tüm hazırlıklarımı yaptım gittim.

Orhan Gencebay ve Demet Akalın’a ders veriyor, sırada Kıvanç Tatlıtuğ var

Türkiye’de dersler devam ediyor mu? Benim dersler bitmez ki… Şimdi de ünlülere ders veriyorum… Orhan Gencebay, Demet Akalın ve Çağatay Ulusoy en iyi öğrencilerim… Demet Akalın ve Orhan Gencebay’a her hafta ders veriyorum… Önümüzdeki aylarda da Kıvanç Tatlıtuğ’a ders vereceğim…