Markaların Z Neslinin kalbini kazanması cesur bir duruş gerektiriyor

/ / PR Makaleleri

Birçok markanın Z neslini kendilerine çekmek için sayısız çabalar harcadıklarına ve bununla birlikte sayısız hatalar yaptıklarına şahit oluyoruz. Bu çabalara markanızın katılması için de uygun bir zaman.  

ABD firmaları için Z nesli 65 milyonluk bir kitle demek. Bu yönüyle kurumsal bir iletişimci veya pazarlamacı olarak onların kalplerine ve zihinlerine girmek çok değerli bir faaliyet olacaktır.   

ABD’de yapılan araştırmalardan çıkan sonuç,  bilgisayar çağında olgunlaşmış bu Z nesline kulak veren, onların taleplerine duyarlı olan, firmaların yüzde 80’i dünyayı bugünden çok daha iyi yerlere getirmede büyük bir rol üstleneceğini ortaya koyuyor.   

Z nesli gençler,  ebeveynlerinin hatalarını sembolik bir yük olarak sırtlarında taşıdıklarını ve ekonomik anlamda da kelimenin tam anlamıyla bunu cüzdanlarında da hissettiklerini ifade ediyorlar. Dolayısıyla hayata ve olaylara farklı bakıyorlar, sonuçlarla ilgileniyorlar. Burada sizin takip etmeniz gereken yol, bu neslin etik ve sosyal standartlarını, beklentilerini karşılayacak şekilde yapılanmaktır,  aksi takdirde ise ya sahadan çekilmeniz ya da verimsiz bir çalışmanın içinde kalmanız söz konusu olabilecektir.  

İletişim katılımı için beklentileri değerlendirin 

Araştırmaya katılan 30 yaşın altındaki gençlerin yüzde 85 gibi büyük bir bölümü, daha iyi sosyal ve ekonomik çözümler üretilmesi için kendi fikir ve deneyimlerini firmalarla paylaşmaya hazır oldurduklarını bildiriyorlar. 

Global bir firma bu bağlamda çevreci bir dünyaya katkıda bulunmak amacıyla fosil atıklardan sürdürülebilir yeni plastik kullanımını 2025 yılına kadar yarı yarıya düşürme taahhüdünde bulunurken, tüketicilere ve Z nesline ulaşıyor. Yeniden tekrar tekrar doldurulabilir dolayısıyla yenisi üretilmeyen kaplar üretiyor. 

Özgünlüğe her şeyden fazla önem verin 

Malum Z nesli sahte haberleri hemen fark eder, bunlara asla itibar etmez, hep özgününü arar, fazlasını ister, azını değil.  

Z Neslinin duyarlılıklarına, toplumun değerlerine değer vermeyi,  sadece o günü ya da kısa vade kazanımları değil orta ve uzun dönemdeki kazançlarınızı düşünmeniz, ona göre projelerinizi hazırlamanız, yol haritanızı ona göre çizmeniz gerekir. Geçmişteki kötü kayıtları silmek o kadar da kolay değil. Ünlü bir kadın iç çamaşırı markası, geçmişteki etik eksikliklerini gidermek, daha önce sadece bedenleriyle öne çıkardığı kadın modelleri bu sefer başarılarıyla güçlü yönleriyle lanse eden bir çekim gerçekleştirdi. Ancak bu girişimleri marka hakkında negatif bakış açısı hafızalarına kazınmış bu durumu üzerlerinden atamamış kişilerce markanın eski imajını silmeye yetmedi,  çok geç kaldınız, lanet olası,  yine mi gibi mesajlara muhatap oldular. Elbette bu olumlu bakış açıları yaşça daha genç olanlar tarafından beğenildiler. 

Nereden başlayacağınıza karar verin 

Z Kuşağı’nı kendinize bağlamanız için, markanızın dünyayı daha iyi, daha yaşanabilir hale getirme konusundaki niyet ve kararlılığınızı ortaya koyacak doğrudan bir söylem geliştirmelisiniz. 

Daha iddialı rakiplerle mücadele edebilmek için açık sözlü olmaya devam edin ve geri adım sakın atmayın, yoksa bu kararlı rakiplerinizin tuzağına düşmüş olur onların tozu dumanı altına düşersiniz. Küçük adımlarla çarpıcı görsellerle başlayın. Unutmayın dünyayı tamamen değiştiremeyeceksiniz ama ünlü bir giyim markasının yaptığı gibi engelli insanların ihtiyaçlarına cevap verecek ürünler geliştirerek Z neslinin dikkatini çekebilir ve bu gittiğiniz yolda inandırıcı olabilirsiniz.