Kurumsal itibarı mı, kişisel itibarı mı yönetmek daha zor ?

/ / Manifesto Akademi

Ruslar ne demiş; “İnsanı Elbisesine Göre Karşılarlar, Bilgisine Göre Ağırlarlar” yani dış görünüşümüz itibarımızı, dış görünüşümüzün içinde yer alan bilgi dağarcığımızda itibarın itibarını oluşturur. Yani katmerli itibar….  Nedir bu itibar dedikleri? İtibar, saygı görme, değerli ve güvenilir olma durumu, saygınlık ve prestij anlamında kullanılmaktadır. Bu ifadeler itibarın ve itibar yönetimini ne denli önemli olduğunu açıklıyor zaten. İtibar yönetimi, bir halka ilişkiler disiplini olarak anılıyor. İtibar yönetmek dediğiniz zaman işin içine birçok alt disiplin ve ciddi bir uzmanlık giriyor.

Kurumsal itibar ise bir kurumun görünen yüzü ile ilgili materyallerin, insanlar üzerinde bıraktığı izlenimlerin toplamına denir. Kurumsal itibar; bir kurumun, hissedarlar, müşteriler, çalışanlar, sosyal kurumlar, yazılı ve sözlü medya ile halkın beynindeki algılamalarının toplamıdır. Yani görünen yüzümüz kişi olsun kurum olsun ne kadar güvenilir ve değerli ise o kadar saygın ve prestijli olursunuz.

Kurumsal itibar bir kurumun can damarıdır. İtibarınız ne kadar güçlü ise o derece etkili olursunuz. Kurumsal itibarı güçlü bir kurum, müşterilerini daha kolay etkiler, marka sadakatini artırır, kolay ve ucuz kredi bulur, rekabet avantajları sağlar, tedarikçiler daha kolay elde tutulur, kurumsal yapı daha etkin hale gelir, satış avantaları sağlar, kaliteli eleman bulması kolaylaşır. İtibarın taklit edilmesi zordur, bu yönüyle rekabet avantajı sağlar. Kurumsal itibar kalıcıdır, kendini yeniden üretir. Kalıcı itibar kamu oyu nezdinde saygınlık ve prestij demektir. Sadece toplumun farkında olduğu kurumların olumlu ya da olumsuz itibarı olabilir. Bu nedenle itibarın yaratılmasında iletişim önemlidir. “Kısacası itibar bir şirketin en önemli sermayesidir.”

İtibar yönetimi üzerine yapılan araştırmalarda ön plana çıkan üç sonuç elde edilmiştir. Bunlar; hedef kitle memnuniyeti, hizmet/ürün kalitesi ve yönetim kalitesi olarak gözükmektedir. Hedef kitlesini memnun edemeyen kuruluşlarda, itibardan, saygınlıktan, marka olmaktan ve imajdan bahsedilemez.

Burada kritik nokta, yöneticilerin kurumu nasıl gördüğü ve görmek istediği, çalışanların kurumu nasıl gördüğü ve görmek istediği ve hedef kitlenin nakledilen kimliği nasıl algıladığıdır ki bu algı, itibarın biçimini oluşturur.

 

İtibar Ekonominin Belirleyici Bir Unsuru Oldu

Artık “itibar ekonomisi” diye bir kavram doğdu.  İtibarın ekonomisi olur mu demeyin… Olur… İtibar ekonomik bir değerdir. Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Şeref Oğuz 2011 yılında yazmış olduğu bir yazısında “itibar değer yargılarının bilançosudur” diyor. Bizim de toplum olarak rasyonel ve ölçülebilir itibara doğru kaymamız lazım. Eğer bir kuruluşun lideri itibarını kaybederse bu hemen borsaya ve işletemeye yansıyor. Hatta bu durum telafi edilemez sonuçlar doğurabiliyor. Siz siz olun bilançonuzu iyi yönetin.