Dünyada 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başından itibaren kitle iletişim araçlarında yaşanan baş döndürücü gelişmeler, ülkeler arasındaki sınırları fiziken olmasa da ortadan kaldırdı. 21. yüzyılın yükselen trendi “küreselleşme” ile artık dünyanın “küresel tek köy” haline geldiğini söylemek abartı olmaz.
Küreselleşmenin en fazla hissedildiği alanlardan birisi de şüphesiz ekonomi… Artık ileri “know how” gerektiren katma değeri yüksek ürünleri bir tarafa bırakın, en basit bir elbisenin bile kumaşı bir başka ülkeden temin edilip, dikişi farklı bir ülkede yaptırılarak piyasalarda tüketicilerin beğenisine sunuluyor. Dünyanın farklı bir ülkesinde yaşayan bir insan Malatya kaysısının doyum olmaz tadına bakma imkanına kavuşurken, bizler de sofralarımızda Himalaya tuzu kullanmaya başladık.
Türkiye de, özellikle son 12 yılda yakaladığı siyasi ve ekonomik istikrarın avantajıyla küreselleşme fırtınasından en iyi şekilde faydalanmasını bilen ülkeler arasında yerini almayı başardı. Öylesine ki; 2009 yılında dünyayı kasıp kavuran küresel finansal krizden en az yara alarak adeta “krizi teğet geçerek” yoluna devam etmeyi başarabildi. Artık Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı olan 2023 yılında Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmekten, yıllık 500 milyar dolar ihracat hedeflerinden bahsedebiliyoruz. Şüphesiz bu başarıda müteşebbis Türk iş adamlarının, dünyanın değişik pazarlarında mal satma cesareti, becerisinin hakkını da teslim etmek gerekiyor.
Ancak küreselleşme furyasında gün geçtikçe iş yapma imkânı da giderek zorlaşıyor. Dolaşımdaki malların çeşitliliği, ortamdan yararlanmak isteyen kötü niyetli fırsatçılar, birtakım mevzuat ve güven sorunlarını da ortaya çıkardı. Evet! Küreselleşme ve beraberinde getirdiği iş imkânları tüm hızıyla sürüyor ancak bunu fırsata çevirmek doğru zamanda, doğru yerde, doğru danışmanlar aracılığıyla mümkün…
Dünya, Manifesto’nun “Oyun Sahası”…
Günümüzün rekabetçi ortamında uluslararası pazarlara açılan işletmelerin hedeflerine ulaşabilmeleri için bulundukları bölgeleri iyi analiz eden danışmanlık şirketlerine ihtiyacı daha fazla… Türkiye’de de bu konuda birçok ilki gerçekleştiren Manifesto İletişim Danışmanlığı, sektöründe parlayan bir yıldız olarak göze çarpıyor.
“Müşterilerimiz dünyanın neresindeyse onların yanında yer almalıyız” vizyonuyla yola çıkan Manifesto İletişim, Abu Dabi, Dubai, Erbil, Moskova, Kahire ve Monte Carlo’daki bürolarıyla Türkiye dışında ilk temsilcilik açan Türk iletişim şirketi olarak, bulunduğu yerlerde siyasi otoriteye, medyaya, iş dünyasına yakın, güçlü, güvenilir tecrübeli yerel ortaklarla hizmet veriyor.
Türk firmalarına hedefledikleri bölgelerde yatırım yapabilmeleri ve iş geliştirmeleri için güvenli bir ortam yaratmak için “köprü vazifesi” üstlenen Manifesto İletişim, bağımsız iletişim ajanslarının bir araya geldiği dünyanın en büyük iletişim ağı olan Worldcom’un da Türkiye’deki tek temsilcisi…
Bu sayede, dünyanın 6 kıtasında, 111 şehirde, Worldcom üyesi 140 şirket aracılığıyla hizmet verme imkânına sahip olan Manifesto İletişim, uluslararası şirketlere Türkiye’de, ulusal şirketlere ise “oyun sahası” ilan ettiği Dünya’da güvenli işbirlikleri fırsatı sunuyor.