Kozmik Odanın Sadık Müşterileri: Kadınlar

/ / Manifesto Akademi

2010 yılında Kemal Kılıçdaroğlu CHP Grup Başkanvekili iken Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile aralarında hatırlarsanız Kozmik oda ile ilgili bir konuşma geçmişti. Kılıçdaroğlu: “Sayın Arınç Kozmik Odaya Kozmetik Oda Dediniz mi Demediniz mi” Diye sormuştu. Sizleri elbette o yıllarda kozmik oda ile ilgili ortaya çıkan konular ile boğmayacağım ve makalemizin başlığında da anlayacağınız gibi konumuzla hiç mi hiç ilgisi yok. Aslında beni burada ilgilendiren “Kozmik oda kozmetik oda” durumu. Sadece biz kadınların kendi odalarının aslında bir kozmetik oda yani kısacası bir kozmik oda olabileceği fikri çok hoşuma gitti. Benim bir kozmik odam var ve hatta bir kozmetik canavarı olduğumu söyleyebilirim.

Her kadının bir kozmik odası olduğu inancındayım. Mutlu, mutsuz, huzurlu, huzursuz anlarımızı paylaştığımız o büyülü malzemelerle dolu kozmik odalarımız… Biz kadınları kendine esir eden kozmetik çılgınlığı… M.Ö. 323 yılında İskenderiye’de yaşayan Antik Mısır’ın Helenistik Kraliçesi Kleopatra acaba Sezar’ı kendine güzellik formülleriyle aşık etmiş olabilir mi? Yüzyıllar öncesinden gelen kadınların vazgeçemediği güzellik tutkusu şimdi kozmetikte sanayi ürünlerine yön veriyor.

Aslında günümüzde herkes kozmetik ürünlerin esiri olmuş durumda. Kozmetik ile ilgili duygularımı ifade ettikten sonra sizlere birazda kozmetik pazarından bahsetmek istiyorum. Neden bahsetmek istiyorum, çünkü öyle büyük bir pazar ki sizlerde bu esaretin farkına varın… Sektörde yer alan ürünlerin kadınlara yönelik olması satın alma eğrisini ve tüketici alışkanlıklarını olumlu yönde etkilemektedir. Sadık kadın müşteriler ve her alışverişe çıkıldığında mutlaka bir kozmetik ürün alma isteği bu potansiyeli pozitif yönde arttırmaktadır.

 

 

Ekonomik Krizlere Meydan Okuyan 200 Milyar Dolarlık Kozmik Pazar

Türkiye’de kozmetik ve kişisel bakım ürünleri sektörü büyümesine ve gelişimine 1990’lı yıllarda başlarken 1994 yılındaki krize rağmen büyümesini kesintisiz olarak sürdürmeyi başardı. Özellikle genç nüfusun (18 – 34 yaş arası) kişisel bakım ürünlerine yönelmesi sektördeki talebi arttırdı. Türkiye’de son 10 yılda sektör büyük gelişme gösterdi. Kriz bile kozmetik sektörünün büyümesine ve tüketici alışkanlıklarının gerilemesine engel olamadı. Çünkü bu sektörün kadınlar gibi güçlü bir iletişim ağı var. Kozmetik sektörünün PR’ını yapmak hiçte zor olmasa gerek…

Türkiye’de kozmetik pazarı ortalama 1 milyar dolar civarındadır. Pazarın yıllık büyümesi yüzde 10 ile 20 civarında bulunuyor. Dünya kozmetik ve kişisel bakım pazarının büyüklüğü ciro olarak 200 milyar dolar dolaylarındadır. L’oreal yüzde 12’lik Pazar payı ile dünya lideri konumundadır. Kozmetik pazarında en iyi performansı gösteren pazarları inceleyen araştırma şirketi SmartCube Türkiye’nin de tüketici kitlesiyle gelişmekte olan ülkeler arasında dinamik bir Pazar olduğunu ve güzellik sektörünün devleri için önemli bir yatırım fırsatları sunduğunu gösterdi. Türkiye Orta ve Doğu Avrupa kozmetik pazarının en ilgi çekici ülkesi konumuna geldi. 2013 yılında Türkiye’de güzellik ve bakım sektörü 3,5 milyar dolarlık satışa ulaştı. Türkiye küresel kozmetik pazarının Asya ülkeleriyle beraber iştahını kabartıyor.

Yukarıda da özetlediğim gibi işte böylesine her yıl giderek büyüyen dev bir pazarda kendinizi kaybetmeniz an meselesi…