Günümüz Türkiye’sinde, kişisel marka yönetimi tam olarak ne anlama geldiği ekseriyetle bilinmiyor ya da bu şemsiye altında verilen hizmetlerin içeriği tam olarak henüz kavranılamamış durumda. Oysaki kişisel marka yönetmeni, yeri geldiği zaman kariyerinde yükselmek isteyen bir yöneticiye ya da hedef kitlesine en doğru şekilde ulaşmak isteyen bir firmaya ve hatta eşiyle arasını düzeltmek isteyen bir ev hanımına dahi hedeflerine ulaşmaları için çıktıkları yolda çoğu zaman mihmandar olabilir.
Dolayısıyla, kişisel marka yönetimi sanıldığı kadar basit bir meslek değil aslında; bireyin kendisine verilen danışmanlık hizmetini temel aldığımızda, kişinin geçmişinden bugününe, alışkanlıklarından fobilerine, elbise dolabından buzdolabına kadar her ayrıntıyı kendisinin hayat tarzına, mesleğine, kariyerine ve karakterine göre yeniden yorumlamayı gerektiren bir işler bütününün tamamı olarak düşünülebilir.
Yapılan araştırmalara göre sözsüz iletişim %55 oranında toplam iletişimi etkilemektedir.
Sadece çerçevelerinde hapsolduğumuz görüntümüz ile eşleştirilebilecek bir olgu olmayan kişisel markanız, buna imajınız da diyebiliriz, aynı zamanda davranışlarımızın ve konuşmalarımızın da oluşturduğu bir iletişim bütünüdür. Sizinle bir bütün olan kişisel markanızın insanların size nasıl davranacağını belirler ve imaj değişikliği yapmanız demek son tahlilde hayatınızı ve başkalarının size olan yaklaşım ve tavırlarını değiştirmek demektir.
Kişisel marka yönetimi; ses tonu, kıyafet, yüz ifadeleri, diksiyon, kurulan göz teması, konuşma esnasında verilen mesaj gibi birçok bileşenden oluşur. Bunların hepsi, karşınızdaki bireyin sizi tanıması ve algılaması noktasında sizin hakkınızda ayrı sinyaller verir. Örneğin, kuvvetli bir şekilde el sıkışmanız güven verirken, kıyafetleriniz ise finansal durumunuz ve detaylara verdiğiniz önem gibi sizin hakkınızda çıkarımlar yapılmasına yardımcı olur.
Altın kural ‘ tutarlı olmak ’
Bireylerin dış dünyaya kendini nasıl pazarladığının cevabı bireysel markalarında gizlidir. İster iş yeri sahibi olun ister bir kurumun parçası bireysel markanız doğru şekilde yönetildiği takdirde size her zaman avantaj sağlayacaktır. İş yeri sahibiyseniz bireysel markanızı, “Pazar lideri” ya da “pazardaki en büyük ikinci oyuncu” olarak konumlandırabilirsiniz. Ayrıca çalışanlarınızın idare edilmesi ve güvenlerinin kazanılmasında da bireysel markanızın önemi büyüktür. Çalışan iseniz, kurum içindeki rakiplerinizden farkınızı ortaya koymanızı ve basamakları çok daha kolay tırmanmanıza da yardımcı olacaktır. Bu şekilde, çalıştığınız organizasyonun kurumsal markasını da destekliyor olacaksınız.
Bir başka husus da şudur ki; markalar nasıl vaat ettiklerini yerine getirdiklerin de başarıya ulaşmış oluyorlarsa aynı şekilde bireysel markanızda da vaat ettiklerinizi yerine getirmeniz durumunda kabul görecektir. Yani az önce bahsettiklerimize ek olarak tutarlılık da önemlidir. Dolayısıyla, bireysel marka; uyum, mesaj, tutarlılık ve uygunluk bileşenlerinden meydana gelmektedir. Verdiğiniz mesajın nasıl algılandığı bireysel markanızın oluşumu sırasında oldukça önemli noktadadır. Tutar oluştukça güveni meydana getirir ve bireysel markanızın güçlenmesini sağlar.
Bunlara ek olarak, bireysel imajınız bireysel markanızın temsilcisi ve pozitif mesaj taşıyıcısı olarak düşünülebilir. Muhakkak birçoğumuz çevremizdekilere: ‘ Beni düşündüğünüz zaman aklınıza ne geliyor? ‘ sorusunu mutlaka sormuşuzdur. İşte tam da bu noktada aldığımız cevaplar bireysel markamızın hangi nokta ya da noktalara işaret ettiğini gösterir.
Kişisel imajları daha iyi çalışılmış kişilerin kendi markalarını daha iyi oturttukları ve böylece kendilerini daha iyi pazarladıklarından dolayısıyla daha yüksek kazançlara sahip oldukları ve daha çabuk terfi ettikleri da bir gerçek. Bir başka deyişle, imaj kişinin kim olduğunu, iş yaşamındaki amacını, gerçekleştirmeyi düşündüğü planlarını anlatabilmeli. Bireysel marka olmak, amatör bir girişimci ruh sahibi olmayı gerektirir.
Yazımızı bitirirken şunu da eklemek isterim ki; genç nüfusun ağırlıkta olduğu ve işsizlik oranının çok yüksek olduğu ülkemizde herkesin ortak sorusu olan ‘ Nasıl iş bulacağız? ’ sorusunun aslında cevabı: ‘önce kişisel imajınızı düzeltmekle başlayın’ şeklinde olmalıdır. Anlattıklarımızdan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki; artık sadece üniversite bitirmiş olmanız yetmiyor, kıyafetinizden oturup kalkmanıza kadar her şeyiniz sizi siz yapıyor ve geleceğinizi belirliyor. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi dış görünüşünüz, kendinizi tanımanız, hal ve hareketleriniz, konuşma şekliniz ve daha birçok özelliğinizin oluşturduğu imajınız hayatta kim olduğunuzu ve kim olabileceğinizi özetliyor gibi. Sizce de öyle değil mi?