Kadın Sanatçıların Türkiye’de Sanat Ekosistemine Bakışını Mercek Altına Alan Araştırma Raporu Yayınlandı

/ / Manifesto Blog

İyilik İçin Sanat Derneği’nin İsveç İstanbul Başkonsolosluğu’dan hibe desteği alarak geliştirdiği “Genç Kadın Sanatçıların Yerel Kültür Politikalarının Gelişimine Katılımının Teşvik Edilmesi” projesi kapsamında “Kadın Sanatçıların Türkiye’de Sanat Ekosistemine Bakışı Araştırması” raporu açıklandı. Rapora göre katılımcılar, kamu kurum ve kuruluşlarının en büyük iki eksiğinin atölye yokluğu ve malzeme yetersizliği olduğunu düşünüyor.

Sanatın birleştirici gücüne inanan ve genç sanatçıların üretimini destekleme motivasyonu ile hareket eden İyilik İçin Sanat Derneği’ninSanat Elçileri” adını verdiği projesi kapsamında İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki’nin anlatımıyla, 27 Nisan Çarşamba günü Atölye Cer’de düzenlenen panel ile sanatseverelere aktarıldı.

İyilik İçin Sanat Derneği’nin İsveç İstanbul Başkonsolosluğu’nun desteğiyle hayata geçirdiği, “Genç Kadın Sanatçıların Yerel Kültür Politikalarının Gelişimine Katılımının Teşvik Edilmesi” projesi kapsamında Erzurum, Van, Mardin, Diyarbakır, Mersin, Nevşehir, Sivas olmak üzere 7 ilden kadın sanatçıların kültür politikalarına ilişkin bilgi düzeyi ve görüşlerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen dijital anketler toplamda 280 kadın sanatçının katılımıyla gerçekleştirildi.

Selin Bozkurt: “Araştırma sonuçlarına göre bir değerlendirme yapacağız”

Sanat Elçileri” projesi kapsamında “Kadın Sanatçıların Türkiye’de Sanat Ekosistemine Bakışı Araştırması” hakkında değerlendirmede bulunan İyilik İçin Sanat Derneği Başkanı Selin Bozkurt, “Kadınların sanat dünyasındaki yerinin ve öneminin çok büyük olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla kadın sanatçıları ön plana çıkaracak şekilde geliştirdiğimiz “Genç Kadın Sanatçıların Yerel Kültür Politikalarının Gelişimine Katılımının Teşvik Edilmesi” projesi ile genç kadın sanatçıların yerel kültür politikalarının oluşturulmasına katılımlarının teşvik edilmesi, bu konuda düzenlenecek araştırma ve eğitimler ile altyapılarının güçlendirilmesini amaçladık. Kısa sürede hayata geçirdiğimiz bu proje ile imkânı kısıtlı birçok genç kadın sanatçıyı kapsama alanımıza alarak, gelişimlerine nasıl daha fazla katkı sunabiliriz diye düşünmeye başladık. Erzurum, Van, Mardin, Diyarbakır, Mersin, Nevşehir ve Sivas gibi sanat piyasasına uzak kalmış illerde bulunan kadın sanatçıların, sanat ekosistemine bakışını öğrenmek üzere İstanbul Ekonomi Araştırma’nın destekleriyle bir araştırma raporu hazırladık. Bu araştırma, yerinde bir projeye imza attığımızı bize bir kere daha gösterdi. Araştırmaya katılan sanatçıların yaşadıkları şehirde yerel kültür politikaları hakkında çalışan sivil toplum insiyatifleri hakkında bilgilerinin sınırlı olduğunu ve sanat platformlarına demokratik katılım hakları ile ilgili çok fazla bilgi sahibi olmadıklarını gördük. Bu araştırma neticesinde çıkan sonuçlara göre bir değerlendirme yapacağız ve genç kadın sanatçıların güçlendirilmesi konularında daha fazla neler yapabileceğimizi gündemimize alacağız. Projemizi daha da geliştirmek için adımlar atacağız. Bu vesile ile böylesine etkili bir projede bize destek olan ve her daim yanımızda olduklarını hissettiren İsveç İstanbul Başkonsolosluğu’na katkılarından dolayı bir kez daha teşekkür ederiz.” dedi.

Araştırma Sonuçlarına Göre Önemli Bulgular Ortaya Çıktı

“Kadın Sanatçıların Türkiye’de Sanat Ekosistemine Bakışı Araştırması”nda ortaya çıkan en önemli verilerden biri, katılımcıların çoğunluğu ya hiç yabancı dil bilmiyor ya da başlangıç seviyesinde yabancı dil bildiklerini ifade ediyorlar. Genel itibariyle ilgilendikleri sanat dalında eğitim gördüklerini söyleyen katılımcıların çoğunluğu sanat çalışmalarını plastik ve geleneksel sanatlarda yürüttüğünü belirtiyor. Katılımcıların yüzde 70’nin ailesinde sanatçı bulunmasa da ailelerin sanata yaklaşımları genel anlamda olumlu olarak öne çıkıyor.

Araştırmaya katılan kadın sanatçıların yüzde 54’ü plastik sanatlar alanında çalıştığını söylerken, yüzde 19’u ise geleneksel sanatlar cevabını veriyor. Müzik alanında çalışmalarını yürütenlerin oranı yüzde 5 iken tiyatro ve yazarlık cevabını verenlerin oranının yüzde 4, sinema cevabını verenlerin oranının yüzde 2, performans sanatları cevabını verenlerin oranının ise yüzde 1 olduğu tespit ediliyor. Katılımcıların yüzde 53’ü sanat ile ilk olarak ilköğretim yıllarında tanıştığını söylerken, yüzde 24’ü bu soruya “lise yılları” yanıtını veriyor. “Üniversite yılları” seçeneğini işaretleyenrin oranı yüzde 7 olarak görülürken, yüzde 15’lik kısım ise sanat ile ilk kez ilkokul öncesi dönemde, küçük yaşlarda ilgilendiğini belirtiyor.

Ankete katılım sağlayanların önemli çoğunluğu aylık gelirinin ise asgari ücretin altında olduğunu belirtirken, ayda 10.000 TL’nin üzerinde kazanç sağlayanlar yüzde 3 seviyesinde. Katılımcıların yüzde 23’ü tüm geçimini icra ettiği sanattan sağladığını beyan ederken, neredeyse yarısı ise ailelerinin geçimini sağladığını söylüyor. Sanat ile ilgilenmesine rağmen geçimini farklı bir işle sağlayanların oranı ise yüzde 23 olarak tespit edildi. Geçimlerini, icra ettikleri sanat dışında farklı bir meslek yaparak sağladığını beyan eden katılımcılara meslekleri sorulduğunda, yüzde 53 oranındaki çoğunluk eğitmenlik/öğretmenlik yaptığını söylüyor. Yüzde 6 oranında katılımcı ise geçimini editörlük veya çevirmenlik yaparak sağladığını bildiriyor.

Çoğunluğun daha önce hibe desteği olan bir projede yer almadığını söylediği araştırma raporunda, katılımcıların yaşadıkları şehirde yerel kültür politikaları hakkında çalışan sivil toplum insiyatifleri hakkında bilgisi ise sınırlı. Ayrıca çoğunluk daha önce benzer bir insiyatifte bulunmadığını belirtiyor. Daha önce yerel kültür politikaları hakkında çalışan sivil toplum insiyatiflerinde bulunan katılımcıların en sık dile getirdiği dernek ise İyilik İçin Sanat Derneği olarak dikkat çekiyor. Ankete katılım sağlayanların yüzde 65’i sanatçı kişiliğiyle üye olduğu herhangi bir sivil toplum kuruluşu olmadığını söylerken, yüzde 35 oranında katılımcı ise üye olduğu bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söylüyor. En sık zikredilen dernek İyilik İçin Sanat Derneği olurken ikinci sırada Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı bulunuyor. Kamu kurum ve kuruluşlarının kültür alanında sunduğu imkanlar hakkında bilgi sahibi olma oranı yüksekken katılımcıların yarısından fazlası bu imkanlardan faydalanmadığını belirtiyor.

Katılımcıların yüzde 55’i ulusal çapta bir sanat etkinliğinde, bienalde, sanat festivalinde eserinin/performansının yer almadığını söylerken, yüzde 45 oranında katılımcı ise böyle bir etkinlikte yer aldığını bildiriyor. Kamu kurum ve kuruluşlarının en büyük iki eksiğinin atölye yokluğu ve malzeme yetersizliği olduğunu belirten katılımcılar, kendilerini en yetersiz gördüğü iki alanı ise animasyon oluşturmak ve üç boyutlu üretim yapmak olarak görüyor.