İzlenmesi Gereken 2021 Yılının 3 Pazarlama Trendi

/ / PR Makaleleri

Sektörün iki yüzün üzerinde deneyimli derin bilgi ve tecrübe sahibi uzmanlarıyla yapılan görüşmeler 2021 için izlenmesi gereken yolların, eğilimlerin dile getirilmesini ortaya koydu. 

Malum sektör 2019 yılına büyük bütçelerle ve güçlü bir şekilde girmişti. Ancak Covid-19 salgını 2020 yılında pazarın mevsimsel profesyonellerini hazırlıksız ve savunmasız yakaladı. Satışlar düştü, reklamlar azaldı marka sadakati çok daha rekabetçi oldu. 2021’e nasıl bakılması, ne tip stratejilerin izlenmesi konusuna katılımcıların farklı yaklaştıkları görüldü. Artık Covid-19 sayesinde firmalar daha yaratıcı ve farklı düşünmeye zorlandıkları, pahalı reklam bütçeleri yerine, toplumda kendilerine sadık taraftar edinmeleri gerektiği, ağızdan ağıza reklamlarını yaparak büyümelerini sağlayacak bir kitle oluşturmaları ihtiyacını fark ettiler ve hızlıca harekete geçtiler. Şimdi bunlara bir kısaca göz atalım: 

  1. Daha az reklam, daha fazla marka inşası 

Çevrimiçi markalar için, dijital reklam ve performans pazarlaması dünya genelinde pazarlama stratejilerinin önüne geçti, baskın bir karakter oldu. Sebep esas itibariyle kampanyaların bütçelemenin haklı çıkarılmasını kolaylaştıran bölümlendirilebilme, optimize edilme ve ölçülebilmesinden kaynaklanmasıydı. Reklam harcamalarındaki kapanmalarla birlikte hızlı düşüş, sistemde bazı akımları da gün yüzüne çıkardı.  Müşteri edinme masraflarının son bir iki yılda tavan yapması ve karların azalmasıyla rekabet yükselişe geçti. Artık markalar eskiden yaptıkları yatırımın karşılığını almada o kadar şanslı olamıyorlar. Z ve Y kuşağı müşterilerin kendilerinden evvelki kuşakların olduğundan farklı şüpheci yaklaşımları,  ödemeli reklam ve influencer tanıtımları gibi pazarlama stratejilerinin güven kaybından dolayı işler daha da zora girdi. Artık bugünün tüketicileri mal aldıkları markaların daha anlamlı ve salgından kaynaklanan küresel ekonomik, sosyal ve sağlık krizlerini hedefleyen bir politika izlemelerini istiyorlar. Güven ve özgünlük düşük fiyat ve uygunluğun yerini aldı. 

  1. Marka’nın avukatlığını yapma ya da onu savunmada yükselen bir eğilim  

Covid-19 salgını markanın savunuculuğunu yapma eğilimini,  düşük harcama bütçeleri ve sadık müşteri taraftarı devşirme ihtiyacı artırdı. Markanın avukatlığını yapma müşterinin sevdiği markanın ürününü satın alma ve başkalarına da tavsiye etmesini öngörüyor. 

Bunu gerçekleştiren hatta sadece müşterilerinin güvenini kazanıp onları markanın ileri görüşlülüğüne inandıran, gayesini benimseyen ve sıfır bütçeyle büyüme sağlayan örnek marka ve firmalar var.  Zira bu tür firma avukatlığına soyunan kitleler gerek hikâye paylaşımında gerek arkadaşlarını marka ile ilgili ikna etmede başarı sağlıyorlar. 

  1. Marka ağı yaratma  

Marka savunuculuğu kavramı sadece kuvvetli müşteri ağı yaratma ile iyi bir şekilde yürür. Nitekim bu yıl, daha çok markanın çalışanından sektördeki uzmanlara, ortak satıcılardan marka işbirliklerine ajanslara kadar paydaşlarıyla ilişkilerine odaklandığını ve bunu genişletmeye çalıştığına şahit olacağız. Günlük rahat giysileri 30 yaş altı gençlere satan lüks markalar müşteri ağlarını doğal olan ağızdan ağıza ekonomik olarak büyümelerini yükselttiler. Ama hala 2020 den başımızı çıkarıp 2021 yılının ilk başlarından itibaren markaların yönetmesi gereken bir yığın belirsizlikler var. Fakat şunu unutmayalım ki kendilerini temsil eden onları dışarda başkalarına öneren,  onların dışarıda sesi kulağı gözü olan,  ağlarını hem müşteri bazında hem de ortakları nezdinde genişleten, onlara geri besleme veren firmalar var.  Bu markalar sadık etkili müşteri ağının büyümelerini sağlayacağına inanıyor ve biliyorlardı.