Türkiye Cumhuriyeti’nin, Fetullahçı Terör Örgütü’nün uluslararası faaliyetlerini soruşturmak üzere görevlendirdiği Amsterdam & Partners hukuk firmasının sahibi Robert Amsterdam, Gülen organizasyonun Amerika’daki sözleşmeli okullara sızmasını “Aldatma İmparatorluğu” adı altında hazırladığı kitapta ortaya koydu.
“Aldatma İmparatorluğu”nun, içinde okullar, sözleşmeli okul idare kuruluşları, eğitim kurumları, gayrimenkul şirketleri, müteahhitler ve STK’lardaki Gülen’e bağlı kişilerin yer aldığı, birbirine bağlı ve örtüşen işletmelerden oluşan, ülke genelinde işleyen bir ağı gözler önüne serdiğini belirten Robert Amsterdam, yaptıkları inceleme sonucunda Gülen Organizasyonunun, ABD’de 29 eyalette, 174 okulda faaliyet gösterdiği ve bir yılda (2015-2016) 742 milyon dolarlık yıllık gelir elde ettiğinin saptandığını bildirdi.
Kitabın, bu okulların soruşturulması, sorumlu tutulmaları ve ABD okullarında okuyan çocukları koruyan kanunun uygulanması için uyarı niteliği taşıdığını kaydeden Robert Amsterdam, “Yasama organlarından sendikalara, konu ile alakalı tüm taraflara, Gülen Organizasyonu’nun, kamu eğitim sistemini istismarına ve sözleşmeli okul hareketini suiistimaline bir son vermeleri üzere çağrıda bulunuyoruz” diye konuştu.
Gülen Örgütünün Dünya çapındaki faaliyetlerini Türkiye Cumhuriyeti adına araştıran hukuk şirketi Amsterdam & Partners’ın Kıdemli Ortağı Robert Amsterdam, “Aldatma İmparatorluğu: Gülen Sözleşmeli Okul Ağı Üzerine Bir Araştırma” adı altında hazırladığı kitabı hakkında Çırağan Sarayı’nda, 14 Temmuz 2017 Cuma günü düzenlenen basın toplantısında bilgi verdi.
Toplantının başında “Aldatma İmparatorluğu” kitabını tanıtan Türkçe ve İngilizce video sunumu yapıldı. Kitaptan alıntıların ve araştırmanın sonuçlarının yer aldığı videonun başında Robert Amsterdam’ın, “Doğrunun ışığını tuttuğunu iddia eden ancak karanlığın içinde olan bir topluluğa, tüm bir jenerasyonu teslim edemeyiz.” ifadesi dikkat çekti.
Toplantıda konuşan Robert Amsterdam, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2015 yılı baharında Fetullahçı Terör Örgütü’nün uluslararası faaliyetlerini soruşturmak üzere Amsterdam & Partners LLP’yi görevlendirdiğini hatırlattı.
Bu uluslararası soruşturmanın odak noktalarından birisinin de, Gülen’in ABD’de bulunan sözleşmeli okul ağı olduğunu kaydeden Robert Amsterdam, “Aldatma İmparatorluğu, içinde okullar, sözleşmeli okul idare kuruluşları, eğitim kurumları, gayrimenkul şirketleri, müteahhitler ve STK’lardaki FETÖ’cülerin yer aldığı, birbirine bağlı ve örtüşen işletmelerden oluşan, ülke genelinde işleyen bir ağı gözler önüne seriyor” dedi.
Robert Amsterdam, yaptıkları inceleme sonucunda Gülen Organizasyonu’nun, ABD’de 29 eyalette, 174 okulda faaliyet gösterdiği ve bir yılda (2015-2016) 742 milyon dolarlık yıllık gelir elde ettiğinin saptandığını bildirdi.
Aldatma İmparatorluğu kitabının, bu okulların soruşturulması, sorumlu tutulmaları ve ABD okullarında okuyan çocukları koruyan kanunun uygulanması için bir çağrı niteliği taşıdığını kaydeden Robert Amsterdam, “Yasama organlarından sendikalara, konu ile alakalı tüm taraflara, Gülen Organizasyonu’nun, kamu eğitim sistemini istismarına ve sözleşmeli okul hareketini suiistimaline bir son vermeleri üzere çağrıda bulunuyoruz” diye konuştu.
655 Sayfalık Kitap Eylül Ayında Yayımlanacak
Gülen Organizasyonu hakkında Amsterdam & Partners LLP tarafından gerçekleştirilen soruşturmanın bulgularını ayrıntılarıyla anlatan 655 sayfalık “Aldatma İmparatorluğu” kitabı Eylül ayında yayımlanacak. Kitap, bir ilk olarak kamu kayıtları, adli kayıtlar ve Gülen okulları hakkında tanık (muhbir) ifadeleri ile bir araya getirilmiş objektif delilleri gözler önüne seriyor.
Çalışanlarından Zorla Vergi Alan ve “Kapalı Döngü” Sistemi Kullanan Bir Örgüt
Robert Amsterdam, Gülen organizasyonunun, kendi yararına işlem yapan, sadece kendilerine ve kendilerinden olanlara yapı kiralayan, abartılı sözleşmeler hazırlayan ve iddialara göre çalışanlarından zorla vergi toplayan bir “kapalı döngü” sistemi kullandığına dikkat çekti.
Gülen okullarındaki öğretmenler, çalışan çok sayıda tanıkla görüştüğünü belirten Robert Amsterdam, kitabında bazı tanıkların şu ifadelerine de yer verdi:
“Tüzük kurallarına göre maaşımın yüzde 40’ını Harekete veriyordum. Çünkü bekardım ve çocuğum yoktu.
Hizmet, her ay okullarda bulunan e-mailleri ve bilgisayarları kontrol ederdi, hatta bazen insanların evlerine giderdi. Hizmet üyelerinin şüphe uyandırıcı faaliyetleri olup olmadığını inceliyorlardı.
Çocuğumu okuldan aldım çünkü okulun kontrolden çıktığını düşünüyordum. Okulun, dini bir örgütü işletebilmek için kamu finansmanını kullandığı açıktı ki, bunun eyalet kanunlarına aykırı olduğunu düşünüyorum.
Bir tanık olarak okul finansmanını okul ile alakası olmayan diğer şeyler için finansman olarak kullandıklarını biliyorum. Adirondacks’ta mali kiralamalar yaptıkları bir kampları var… Ailelerin böyle bir programdan haberdar olmamasının ve programa sadece katılımları talep edilen öğrencilerin katılıyor olmasının garip olduğunu düşündüm.”