Pınar Enstitüsü tarafından İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde FAO Türkiye Temsilciliği’nin de katılımıyla hayata geçirilen “Genç Çiftçi Mesleki ve Bireysel Kapasite Gelişimi Programı” kapsamında yürütülen “Genç Çiftçilerin Sürdürülebilir Tarım ve Kırsal Yaşam Algısı ve Beklentisi” konulu araştırmanın sonuçları Dünya Gıda Günü kapsamında İzmir’de gerçekleştirilen çalıştay ile açıklandı.
Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu’nun açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği çalıştaya Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ve FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık katıldı.
Gürkan Hekimoğlu: “Hazırlanacak eylem planının çiftçiliğin sürdürülebilirliğine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz”
“1973 yılından bugüne üreticilerimiz ile birlikte yarattığımız ekosistem sayesinde Türkiye’yi sağlıklı, güvenilir süt ve süt ürünleriyle buluşturmaya devam ediyoruz” diyen Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu, “Süt sektörünün gelişimi ve sütün kalitesini artırmak için kurulduğumuz günden bu yana eğitimler düzenliyoruz. Eğitim çalışmalarımızı 2013 yılından bu yana Pınar Enstitüsü öncülüğünde “Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde” projesiyle devam ettirerek 8 binden fazla üreticimize eğitim verdik. Eğitimlerle çiftçilerimiz hem ekonomik yönden destekleniyor hem de ellerindeki kaynağı en iyi şekilde kullandıkları için çevresel sürdürülebilirliğe önemli katkılar sağlıyorlar. “Genç Çiftçi Mesleki ve Bireysel Kapasite Gelişim Programı” ile genç çiftçilerimizin gelişimine ve sektörün sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Proje kapsamında İzmir’de yapılan araştırmanın bulguları ışığında hazırlanacak olan eylem planının, genç çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gelişimlerinin yanı sıra aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliğine de büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz” dedi.
Genç çiftçiler gelecekte dünya için gerekli gıdayı sağlayacak
Tüm dünyada genç çiftçi sayısının belirgin bir şekilde azaldığını ve çiftçilerin yaş ortalamasının 55’in üzerine çıktığını vurgulayan Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Gülçubuk: “İzmir ilinde genç çiftçi desteklerinden yararlanan gençlerle gerçekleştirdiğimiz anket çalışmaları ile gençlerin tarımdan uzaklaşmalarına neden olan faktörleri belirledik. Yüzyüze yaptığımız görüşmelerde genç çiftçilerin sorunlarını, üretim ve yaşam koşullarına ilişkin beklentilerini ve isteklerini öğrendik. Genç çiftçiler üretim, pazarlama, yaşam koşullarının iyileştirilmesini ve karar verme süreçlerinde daha çok yer almayı istiyor. Özellikle başta çocukları için olmak üzere eğitim imkanlarının artırılmasını, sosyal yaşam alanlarının geliştirilmesini, girdi maaliyetlerinde destek verilmesini ve üretim alanlarının iyileştirilerek ürettikleri ürünlerin değerinde satılmasını talep ediyor. Proje ile genç çiftçilerin üretime ve kırsal yaşama devam etmelerini sağlayacak araçları belirlemeyi, aile çiftçiliğinin yaşatılması için neler yapılması gerektiğini anlamayı ve dünyamız için gerekli gıda güvencesini sağlayacak sonuçlara ulaşmayı hedefliyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Prof. Dr. Gülçubuk, ayrıca genç çiftçilerin sadece %7,4’ünün göç eğiliminde olduğunu ve bunun önemli bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bunun için genç çiftçilere yönelik üretim ve yaşam koşullarını iyileştirici politika araçlarının devreye konulması gerektiğini söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
Günümüzde pandemi ve çatışmaların gölgesinde dünyada gıda güvenliğinin öneminin giderek artış gösterdiğini;açlık ve yetersiz beslenme sorunlarıyla mücadelede gıda yardımlarına ihtiyaç duyan insan sayısının çoğaldığını vurgulayan FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık: “2022 yılında Dünya Gıda Günü etkinliklerine dair çalışmalarımızı “Kimseyi Geride Bırakma” mesajıyla sürdürüyoruz. Tarımda çalışanları üretimde tutabilmek ve çiftçiliği gençler arasında cazip bir meslek haline getirebilmek için sosyo – ekonomik ve kurumsal açıdan nelerin yapılması gerektiğini konuşuyor olmalıyız. Tarım sektöründeki gençlerle ilgili en önemli konulardan biri, gelecekte tarımsal üretimde kimin kalacağı ve tarımsal faaliyetleri kimin sürdüreceği sorusuna aranan yanıt… Bu, gıda güvenliğinin geleceği açısından tüm dünyada da cevabı aranan kritik bir konu artık. Dolayısıyla kırsal kesimde ve tarımda gençlerin kendilerini iyi, güçlü ve umutlu hissedecekleri şekilde faaliyette bulunmalarının yaratıcı ve kalıcı yollarını bulmalıyız. Bu çerçevede, işbirliğimizin faydalı sonuçlar üreteceğine yürekten inanıyorum” dedi.
İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen yaptığı konuşmada “Böylesi bir projenin merkezinde İzmir olarak yer almaktan mutluluk duyuyoruz. İzmir, aile çiftçiliği ve gençlerin tarımdaki yeri adına ülkemizdeki en önemli şehirlerin başında geliyor. Bu noktada daha fazla çalışma ve sahada olma yönünde sorumluluğumuz artıyor. Tüm dünyada ve Türkiye’de artan nüfus ve gıda ihtiyacı doğrultusunda İzmir olarak tarımda katma değeri yüksek ürünleri hasat etmeliyiz. Bu hareketi yalnızca İzmir değil, ülkemiz geneline yaymalıyız. Atalarımızdan bize kalan bereketli topraklar mirasını büyüterek varislerimize emanet etmeliyiz” diye konuştu.
Pınar Enstitüsü faaliyetleri ile ilgili bilgi paylaşan Pınar Enstitüsü Direktörü Ümit Savcıgil; “Birleşmiş Milletler’in 2019 – 2028 yılları arasını Aile Çiftçiliğinin Geliştirilmesi dönemi olarak ilan etmesinden yola çıkarak projemizi hayata geçirdik. Pilot bölge olarak İzmir’de başlattığımız proje ile toplam 115 genç çiftçi ile anket çalışması gerçekleştirdik. Genç çiftçilerimizin sürdürülebilir tarım ve kırsal yaşam beklentilerini anlamayı ve genç çiftçilerin sürdürülebilir tarımda yer almasını teşvik edecek bir eylem planı oluşturmayı hep birlikte hedefliyoruz” dedi.