Geleceğe Dönüş

/ / Manifesto Akademi

Dünya tarihinde insanın önce kendisi ile iletişime geçmesi ve farkındalığa erişmesinin ardından insanlar arasında devam eden iletişim, günümüzde teknolojik gelişmelerin de etkisiyle kavramsal açıdan oldukça farklı boyutlara ulaştı.

İletişimin format değiştiren bu yüzünü daha da somutlaştırmak için size M2M (Machine to Machine) teknolojisinden bahsetmek istiyorum. 2011 yılından itibaren hayatımıza entegre edilmeye başlanan bu kavram ile belki daha önce tanışmış olabilirsiniz. Tanışmayanlar için konunun detaya girmeden önce konuyu tek bir cümle ile özetlemek gerekirse; ‘’M2M’le makinelerin bağımsızlıklarını ilan edeceği bir döneme giriyor, geleceğe dönüyoruz.’’ Türkçe açıklaması ile makineler arası iletişim M2M teknolojisi; insan müdahalesine ihtiyaç duymaksızın, yeni nesil akıllı cihazların internet ağı üzerinden birbiri ile iletişime geçme işlevi üzerine kurulu.

Konuyla ilgili yapılan araştırmaların sonuçları dünya genelinde yüzde 25 olan internet yaygınlığının 5 yıl içerisinde iki katına çıkacağı yönünde. Bu kadar iddialı rakamların arasında bilişim teknolojileri adına M2M’de bağlantıyı sağlayacak can damar tabii ki, tartışmasız ‘’internet’’ olacak. Bu doğrultuda akıllı cihazlarla birlikte her geçen gün evrimleşen internet, şuanda yeni nesil (4N), (Internet of Things- Nesnelerin İnterneti) olarak adlandırılıyor. Hali hazırda bazı dünya ülkeleri çoktan 3G’yi geride bırakarak yeni nesil internet kullanımına başladı. İnternet, makine ve diğer sıkıcı bilgi kalabalığını geçecek olursak; peki esasında nedir M2M? İnsanlığa ve teknolojiye ne gibi katkılarda bulacak? İnsan hayatında köklü değişiklikler gerçekleştirerek bazı alışkanlıklarımızı nostaljik kategorisine sokup yeni alışkanlıklar kazandıracak M2M teknolojisi ile birlikte evinizin sınırları dışında uzaktan bir kumanda ile klimanızı çalıştırabilecek, arabanıza binmeden havasını soğutup ısıtabilecek, ev yolundayken fırındaki yemeğinizi ısıtabilecekken, bir hasta cep telefonunun kablosuz bağlantılardan topladığı bilgiler doğrultusunda olası bir kalp krizini tespit edip doktor ve ambulans ile iletişime geçerek hastanın sağlık durumu hakkında anlık bilgi akışı sağlayarak erken müdahaleyi kolaylaştırma gibi fırsatlar sunacak.

Listesi uzayıp giden örneklerden tek çıkarımımız bugüne kadar Hollywood’un fantastik filmlerinde uzaylısından insanına kullanılan anlamsız makinelerin artık insanlık için bir anlam ifade edeceği ve hayatımızı, yaşam biçimimizi yeni baştan yazacağı yönünde olabilir. Hatırlayın, geçtiğimiz yıllarda vizyona giren ve tüm dünyayı hayrete düşüren Spike Jonze’nin filmi ‘’Her’’de yapay zeka sistemi insan psikolojisi ve duyguları üzerinde nasıl etkiler bırakıyordu. Yine ‘’Her’’ filminin daha eski ve biraz daha farklı formatı ‘’Simone’’da da yapay zeka sayesinde yaratılan televizyon karakterinin büyüleyici etkisinden henüz çıkamadık.

Gelecek teknolojileri üzerine kurulu Hollywood filmlerini bir kenara bırakacak ve konumuza dönecek olursak M2M, bireyler kadar markaların geleceğe entegrasyonu adına da hayati bir önem taşıyor. Tabii ki perspektifimize ekonomik boyutu da ekleyecek olursak bu teknoloji, uyum sağlamak isteyen markalar için milyon dolarlık yatırımları da beraberinde getirecek. Tabii markaların da bu çığır açacak teknolojiye uygun hizmetleri ya da ürünleri hakkında zorlu rekabet şartlarında rakipler arasından sıyrılabilmesi için PR ajanslarına ve stratejik iletişim çalışmalarının gücüne ihtiyaç duyacak.

Yazımı sonlandırmadan M2M ve Internet of Things teknolojisi hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyenlere minik bir öneri de bulundurmak isterim. M2M, akıllı cihaz teknolojileri danışmanı ve ‘’The Silent Power: Internet Of Things’’ kitabının yazarlarından Daniel Obodovski’yi 11 Eylül 2014’te konuşmacı olarak katılacağı interaktif pazarlama zirvesi İPZ’14’te dinleyebilirsiniz.