Et profesörü Cüneyt Asan,’steak’ furyasının röntgenini çekti: Et, Türk’ü mutlu eder. Futbolcular ‘adale’ yapsın diye tüketiyor.
‘Japonya’dan Kobe bifteği getirdik’ diyenler yalan söylüyor. Türkiye’de hızla gelişen yeme-içme sektörünün önde gelen oyuncularından Cüneyt Asan’dan çarpıcı açıklamalar… Günaydın markasının yaratıcısı Asan, mutfak sırlarını, steak furyasını ve etsiz yapamayan müşterilerini anlattı: Steak neden bu kadar sevildi? SONUÇTA et bu. Türklerin doğasında, beslenme şeklinde et vardır. Biz Türkler hiçbir yemeği ete tercih etmeyiz. Et iyi hissettirir; mutluluk hormonlarını tavan yaptırır. Halkımız etsiz yemek yerse kendini aç hisseder. Steak aslında bizim kültürümüz değil. Bizim de bir yığın etle yap lan çok çeşitli lezzetlerimiz var. Peki neden dünyaya ağlamıyoruz? KENDİMİZİ ifade edemiyoruz. İstanbul’u bile ifade edemiyoruz. Boğaz’ımızı bile anlatamıyoruz. Turistler, Türkiye’yi dansöz ve şiş kebap olarak algılıyorlar. Osmanlı’dan bugüne kendini taşıyabilen yemeklerimiz var. Tanıtım için devletin desteği şart. ¦ Başta Nusret Gökçe olmak üzere sizin yetiştirdiğiniz birçok kişi şu an büyük restoranlar açtı. Bu isimler sizinle neden kalmadı? Etten benim kadar anlayan insan tanımadım. Kıvırmaya gerek yok. Ben bu işin elçisiyim. Bu insanları yetiştirmek benim vazifem. Türkiye’nin her ilinde yetiştirdiğim adamlar var. Hepsi benim evladım. Ben onların ustaları olmanın yanı sıra babalarıyım. Biz ustalar kök, yetiştirdiklerimiz ise daldır. Ben de’bir zamanlar çalışandım, sonra patron oldum. Bunda sıkıntı duyulacak hiçbir şey yok. Onları yetiştirmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Bülent Ersoy’un bir oturuşta dört kilo et yediği doğru mu? YOK öyle bir şey. Çok et alır ama Bodrum’a götürür. Eti en keyifle yiyen insan Bü lent Hanım’dır. Dükkâna geldiği an etrafta olumsuz gördüğü her şeye bağırıp çağırır. 200-300 gram yediği zaman sakinleşir. Yarım kilo yediğinde gül meye başlar. Yarım kiloyu geçtiği zaman ise kahkahalar atar. Bunu bizzat kendim gördüm. Yabancıya az pişmiş yerliye çok pişmiş. Son dönmede özellikle yabancı futbolcular steak house’lardan çıkmıyor? ET, enerji ve güç veren doğal gıdaların içerisinde bir numaradır. Adale yapar. Özellikle yabancı futbolcuların hepsi çok geliyor. Alex de Souza da Fenerbahçe’de top koştururken bizi çok tercih ederdi. Alex nasıl et sever? Kalın az pişmiş sever. Yabancı futbolcuların çoğu az pişmiş yer. Yerli futbolcularımız genelde iyi pişmiş sever. Sizce doğrusu hangisi? Bence daha az pişmiş yenmeli. Et piştikçe değerleri azalır. ‘Gül’ün tercihi yağsız lokum’ Cumhurbaşkanı Gül’e özel servis yaptığınızı biliyorum. Kendisi nasıl et sever? Düzün kesilmiş, yumuşak, lezzetli olan kebabı da eti de seviyor. İyi pişmiş eti seven bir tarzı var. Çiğ eti fazla tercih etmez. Antrikotu ve yağsız pişen lokumu sever.
Başta İstanbul olmak üzere neredeyse her lüks restoranın mönüsünde Kobe bifteği var. Bu ilgi nereden geliyor? Kobe, o bifteğin ilk yapıldığı bölgenin adıdır. Wagu ırkı bir inektir. Japon inektir. Dünyada biftek için en iyi ırktır. Masaj ve müzikle bir numara olur. Türkiye’ye ancak bavulla getirebilirler ama nasıl satacaklar? “Japonya’dan getirdik” diyenler yalan söylüyorlar. Siz hayvanlarınıza masaj yapıyor musunuz? HEM Beethoven dinletip, hem de masaj yapıyoruz. Özel yer yatakları var.