Ofis ortamında çalışarak yapılan diğer iş kollarında olduğu gibi Halkla İlişkiler sektöründe de Covid-19 salgını, daha önce hiç görmediğimiz bir biçimde ve yoğunlukta uzaktan çalışma deneyimini zorunlu hale getirdi. Netice itibariyle nasıl ve nerede çalıştığımız değişikliğe uğradı. Dünyanın dört bir tarafında bağlantıları olan yeni konum, beraberinde farklı saat dilimlerini de ortaya çıkarabilir. Bu konuda farklı saat dilimlerini içeren bir çalışma alanında faaliyet gösteren bir PR uzmanı son sekiz aydır ekipler arasında zorluklarla karşılaşmadığını ifade ederken, farklı zaman dilimlerinde çalışmanın artıları ve eksileri konusunda daha bilinçli olmamı sağladı diye ilave ediyor. Bahse konu PR uzmanı bulunulan yer ne olursa olsun, üretken olmaya ve iş arkadaşlarınızla bağlantı kurmaya yönelik bazı önemli deneyim sonuçlarını da aşağıda bizlerle paylaşıyor.
Şeffaf olun
Başka bir saat dilimine geçmeden önce ekibinizle açık iletişimi sürdürmek önemli oluyor. İşvereninize ne yapmayı düşündüğünüzü bildirmeniz gerekiyor. Verimlilik açısından çalışma saatleriniz hakkında karşılıklı bir karar verin. Önemli olan, sizin için neyin işe yaradığını bulmak ve ona bağlı kalmaktır. Kimisi için güne erken başlamak, kimisi içinse geç başlamak ama yeteri kadar mesai harcayarak denge kurulabilir.
Zaman dilimlerine dikkat edin
Son tarihler belirlerken veya toplantılar ve telefon görüşmeleri düzenlerken saat dilimlerine dikkat edin ve bunu her zaman e-postalarınızda veya mesajlarınızda belirtin. Uluslararası toplantılar için dünya saati uygulamasının arkadaşınız olduğunu unutmayın. Toplantıları planlamak için gereklidir ancak aynı zamanda son tarihler belirlerken ve projeleri planlarken de kullanışlıdır. Müşterilerimizin küresel bir duyurusu olduğunda, tüm bölgelerde bir lansman söz konusu ise o an için hepimizin aynı hizada olduğundan emin olmak için hızlı bir konferans görüşmesi yapmak iyidir.
İş arkadaşlarınızla uyum sağlayın
Geniş bir coğrafi dilimde çalışıyor olmak uluslararası saat dilimleri arasındaki kültürel farklılıklardan da haberdar olmayı gerektiriyor. Avrupa’daki, Amerika’daki veya herhangi bir diğer yerdeki çalışma alışkanlıkları sizin bulunduğunuz yerdekinden, mesela tatil olarak, yemek yeme saatleri, mola miktarları olarak, hatta ve hatta mesela Musevilerde Cumartesinin, dinin egemen olduğu Müslüman ülkelerde ise Cuma gününün çalışılmadığı bir gün olarak farklılık arz edebilir. Bu ve benzeri şeyleri akılınızda tutmanız, gelecekte muhtemel birçok karışıklığı önleyecektir.
Sınırlarınıza sadık kalınmalı
Bu dönemle birlikte ş yaşamımız ve kişisel yaşamımız arasındaki sınır ortadan kalkmış görünüyor, işe gidip gelme ile gün bölünmediğinden şartlar bir bakıma bulanıklaştı. Yemek masasında veya kanepe üstünde çalışmak normal hale gelirken iş terminlerine yetişmeye çalışırken bir taraftan da ev hayatının otomatik olarak ya da doğal olarak ortaya çıkarttığı dikkatinizi dağıtabilecek şeylerle de uğraşmak zorunda kalmak günlük hayatınızı zorlaştırabildi. Burada yapılacak hareket tarzı, kendinize bir rutin belirlemek, bir çalışma alanı oluşturmak ve çalışma saatlerinin sınırlarını çizmek olmalıdır. İş arkadaşlarınızla diyaloğa girerek hali hazırda üzerinde çalıştığınız ve hafta boyunca yapacaklarınızı ve güncellemelerinizi sürdürmeye devam edin. Ekip üyeleri arasında gözden uzakta ama zihninizden uzakta olmayan bir ilişki hedeftir.
Teknoloji getirdiği faydacılıktan ve pratiklikten dolayı benimsenmeli
Teknoloji sayesinde artık ekipler her yerden, her zaman çalışabiliyor. Teknolojiyi mutlaka kendi yararınıza kullanın ve bunun önemini hiçbir zaman azımsamayın. Çeşitli teknolojik kolaylıklar, anlık mesajlaşma uygulamalarından görüntülü sohbetlere, görev yönetimi yazılımlarına ve gelişim takipçileri gibi araçlarla ekibinizdeki herkesin günün farklı saatlerinde strateji oluşturmasına ve bunları güncellemesine olanak tanıyor. Burada ekipler gerçek zamanlı devam eden projelerde küresel olarak uyum içinde kalabilirler.
Verimlilik seviyeleri daha yükseliyor
İlk başta her ne kadar yeni bir zaman dilimi ayarlanmasında zorluk ortaya çıksa da, sistem ve uygun iletişim tesis edildikten sonra, çalışanların iş ve yaşam dengelerinde kendilerini daha üretken ve daha da mutlu hissedebildikleri görülüyor. Hatta araştırmalar, bazı durumlarda bir işi uzaktan yapmanın ofiste icra etmekten çok daha etkin olduğunu, dolayısıyla iş kapasitesinin arttığını gösteriyor. 16.000 işçi üzerinde 9 ay süreyle yapılan bir araştırma, evden çalışmanın verimliliği %13 artırdığını ortaya koymuş oldu. Buradaki verimlilik artışı, daha sessiz, daha rahat bir çalışma ortamı ile birlikte, dakika başına daha fazla çağrı ve daha az mola ortamını meydana getirdiğini ve vardiya başına daha fazla dakika çalışabilmekten kaynaklandı. Nasıl ki standart sekiz saatlik bir vardiyada çalışmak herkes için en iyi program olmayabileceği gibi bir masada oturarak çalışmanın da her zaman üretken olduğunuz anlamına gelmeyeceğini bilmemiz gerekiyor.