Beklenmedik ve Ani Olmaktan Çıkan Doğal Afetlerin Sigorta Hasar Hesaplamalarına “Sil Baştan” Etkisi

/ / Manifesto Blog

Son birkaç yıldır Türkiye’de sel, orman yangını, deprem, heyelan, kuraklık vb. felaketler yoğun bir şekilde yaşanıyor. Bu afetlere dair kurumlar ve kişiler, bir sürü önlem alsalar da dönem dönem yüksek tansiyonlu afetlere maruz kalmaya devam ediyoruz. Artık hayatımıza ekonomik ve siyasi krizlerin yanında bir de iklim krizleri ve doğal afetleri eklememiz gerekiyor.

Dinamik ve genç yapısıyla sigorta sektöründe butik bir hizmet sunan Polaris Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri’nin Yönetim Kurulu Üyesi Yalın Kılıç, son yıllarda iklim değişikliği dolayısıyla ülkemizde artan doğal afetlere ilişkin olarak zarara uğrayanların sigorta sektöründen nasıl faydalanabileceğini yorumladı.

Deprem Ülkesinde Poliçeler için Deprem Faktörü Uyarısı

Sigortacılıktaki bedellerin “beklenmedik ve ani olanı yerine koyma bedeli” üzerinden yapılan hesaplama ile ortaya çıktığını belirten Yalın Kılıç, son birkaç yıldır yaşanılan afetler düşünülünce bu afetlerin, ülkemizin her coğrafi bölgesi için artık “’beklenmedik ve ani” olmaktan çıktığını belirterek şunları dile getirdi: “Deprem felaketi sonrası DASK poliçelerinin önemi bir kez daha ortaya çıktı ama zaten DASK, direkt deprem ile ilişkili zorunlu bir poliçe… Dolayısıyla içinde sel, yangın, toprak kayması, terör vb. temel teminatları barındıran bir sigorta yaptırmak gerekli. Günümüzde araç fiyatları, konut fiyatlarıyla yarışır hale geldiği için kasko poliçesi alırken deprem teminatındaki muafiyete dikkat edilmeli. Endüstriyel ve sanayi tesisler ile KOBİ’leri etkileyen afetlerden en zararla çıkılabilmesi adına doğru hesaplamalar sonrası alınacak kar kaybı teminatı ile operasyonel giderlerin, devam eden banka kredilerinin ve hatta çalışanların maaşlarını bile ödemeye devam edecek teminatı sunan poliçeler oluşturmak mümkün.”

TL Yerine Dolar ya da Euro Poliçe Önerisi

Yalnızca doğal afetler değil, ekonomik sarsıntılar kapsamında da işverenleri korumak adına poliçelerin döviz bazlı yapılması gerektiğini aktaran Yalın Kılıç, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı: “Ülkemizde sigortacılık sektörünün anapara birimi Türk Lirası ancak yabancı para ile ticaret faaliyetleri gerçekleştiren firmalara USD ya da EUR poliçe öneriyoruz. Burada da hızlı artan gizli enflasyona karşı hasarlarda eksik sigorta sorunu yaşamamak adına poliçelerin TL bedellerinin düzenli takip edilmesi, eksperlerle broker aracılığıyla düzenli irtibatta kalınması faydalı olur.”