Günümüzün hızlı, otomatikleşmiş ve dijitalleşmiş toplumunda, markalar için insani bir yön taşımak oldukça önemli. Günümüz dünyasında markalar, soyut varlıklar olarak hayatlarını devam ettiremiyor. Markalar ve şirketler ayakta kalmak için hedef kitleleriyle bağlantı kurmak, onların kalplerine dokunmak ve çok daha derin bir etkileşim kurmak zorundalar. Marka hikayesine duyulan ihtiyaç da bu zorunluluktan doğuyor.
Marka hikayesi, markanızın yansıtmasını istediğiniz duyguların ve sunduğu gerçek hizmetlerin birleşiminden oluşan bir anlatıdır. Tüketicilerin sonsuz bir farkındalık kazandığı günümüz toplumunda müşterilerinize ürün ya da hizmetinizi neden almaları gerektiğini anlatmanız yetmez. Onlara markanızın arkasındaki hikayeyi, markanızın neden var olduğunu ve neden diğerlerinden farklı olduğunu tüm iletişim kanallarınız aracılığıyla anlatmanız gerekir. Akılda kalıcı bir marka hikayesi markanızın görünürlüğünü, kârını ve etkisini artırır.
Unutulmaz Olmak
Her gün milyonlarca içerik oluşturuluyor ve paylaşılıyor. Markalar, hedef kitlelerinin ilgisini bir saniyeliğine bile olsa çekmek için mücadele ediyor ve sonuçta hepsi de aynı mesajı veriyor. Pazarlama iletişimi, internet sayesinde artık çok daha kolay ama bunun bir dezavantajı markaların diğerlerinden sıyrılmakta zorlanması. Artık kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak yeterli değil, bu ürün ya da hizmeti diğerlerinden ayıran bir hikayeniz olmalı. Marka hikayesi, hedef kitlenize ürün özellikleri ve istatistikler sunmak yerine, markanızı diğerlerinden farklı ve akılda kalıcı hale getirmeye yarıyor. Marka mesajınızı insanların içine işleyecek bir hikayenin içine yerleştirmek, çok daha duygusal tepkiler almanıza olanak tanıyor. Üstelik yapılan araştırmalar, marka hikayelerinin markalarla ilgili gerçek bilgilerden çok daha akılda kalıcı olduğunu doğruluyor. Çünkü tüketiciler markanızın ne söylediğini unutuyor ama onlara ne hisettirdiğini daima hatırlıyor.
Müşteri Sadakati
Bir markanın başarılı olması için ürettiği ürün ya da sunduğu hizmetten fazlasına ihtiyacı var. Marka hikayesi burada devreye giriyor. Müşterilerinize ya da hedef kitlenize ürün ve hizmet dışında neler sunabileceğinizi düşünün. Duygular, değerler, fikirler… Müşterileriniz markanızla etkileşime geçtikten sonra ne hissetmeli? Markanız onlar için ne anlam ifade ediyor? Markanızı tüketebilecekleri bir deneyime dönüştürürseniz, müşterilerinizi de sizden satın alan alıcılardan sizin başarınızı destekleyen ve size sadık kalan bir kitleye dönüştürmüş olursunuz.
Ürün Değil İnsan
Günümüzde pazarlama iletişimi yalnızca rekabete odaklanarak başarılı olamayacağını anladı. Tüketiciler markalardan fark yaratmalarını, bir amacı desteklemelerini ve kâr dışındaki şeyleri de önemsemelerini istiyor. Kendi ürünlerinden başka şeyleri de önemseyen ve bunu belli eden markalar, tüketicilerdeki satın alma güdüsünü olumlu etkiliyor. Markanızın algısını bir fabrikadan insana çevirmenin yolu ise marka hikayesinden geçiyor. Markanızın insani yanını gören tüketiciler, aynı hizmeti ya da ürünü sunan rakip firmalar yerine sizi tercih edecek.